1919 yilinda Pragdaki bir kafede tanistiklarinda Franz Kafka 36, Milena Jesensk 23 yasindaydi. Milena yasadigi Viyanaya döndükten sonra Kafkaya bir mektup yazarak eserlerini cevirmek istedigini söyler. Kafka buna olumlu yanit verir. Hastaligi nedeniyle kaldigi Merandan 1 yil sonra Milenaya ikinci mektubunu yazan Kafka, 2 yil yogun bir sekilde sürecek ve tarihe gececek mektup askinin ilk adimini atmis olur.
Bu büyük aska taniklik ederken ayni zamanda mektuplasmanin o dönem insanlari icin önemine, mektuplarin baska insanlarin eline gecmesini engellemek icin üzerlerine takma isimler yazmak, postaneden teslim almak gibi yöntemleri kullanmalarina ve mektuplarin hizli ve güvenli bir sekilde alicisina ulastirilmasi icin gelistirilen posta hizmetinin kusursuzluguna sahit olacak, Kafkanin ölümcül hastaligina bakis acisina, döneminin meshur yazar hakkindaki düsüncelerine, kendine güvensizligine, kiskancliklarina, safligina, alcak gönüllügüne, korkularina kisacasi tüm sirlarina vakif olacaksiniz.
Her seye ragmen, mutluluktan ölünebiliyorsa, o zaman kesinlikle bu sekilde ölecegim. Ayrica, ölüm dösegindeki birisi, mutluluk sayesinde hayata tutunabiliyorsa o zaman ben de hayatta kalacagim.
Aldigin cicekler icin cok üzgünüm, o kadar üzgünüm ki ne tür cicekler oldugunu bile okuyamadim. Simdi senin odanda duruyorlar. Eger gercekten odandaki gardirobun yerinde olsaydim, gündüz kendimi bir sekilde odanin disina atar ve en azindan cicekler solana kadar salonda dururdum. Hayir, bu hic de hos degil. Ve o kadar uzakta ki her sey ama hala odanin kapisinin kolunu görebiliyorum, bana gözlerimin önündeki mürekkep hokkasi kadar yakin.