Sahip oldugu din, siyas, kültürel ve sosyal kimlik, Hz. Aliyi etkisi günümüze kadar devam eden önemli simalardan biri haline getirmektedir. Bu sebeple Hz. Alinin farkli kimliklere ve kisilere sahip biri olarak tasvir edilmesi, farkli din ve siyas akimlarin birbiriyle celisen Aliler tahayyül etmelerini garipsememek gerekir. Hz. Alinin bazen bir suf, bazen bir cengaver, bazen bir mitoloji kahramani olarak tasavvur edildigini, hatta bazen ilahlastirilabildigini görebiliyoruz. Bu kitapta ele alinan konular, Hz. Alinin tarihi kisiligi dikkate alinarak incelenecek ve ehl-i beyt ehlul-beyt tamlamasinin siyasal tartismalarda bir mesruiyet dayanagi olarak yer almasi ve bu anlayis üzerine Arap geleneginin etkisi irdelenecektir. Calismada, Sanin itikad mezhep haline geldigi dönemdeki gelismeler degil, büyük ölcüde bir siyasi hareket olarak ehl-i beyt taraftarligi anlaminda varligini sürdürdügü dönem dikkate alinacaktir.
