Pek cogumuz bebeklerin bencil dogdugunu ve onlari kücük birer sosyopattan medeni varliklara dönüstürmenin toplumun, özellikle de ebeveynlerin rolü oldugunu düsünürüz. Paul Bloom, Bebeklerin Ahlaki Yasaminda insanlarin aslinda ahlak duygusuyla donanmis oldugunu savunuyor. Yale Üniversitesindeki cigir acan arastirmalardan yararlanan Bloom, bebeklerin daha konusmaya veya yürümeye bile baslamadan önce baska insanlarin davranislarindaki iyiligi ve kötülügü yargilayabildigini, empati ve merhamet hissettigini, ilkel bir adalet duygusuna sahip oldugunu gösteriyor. Yine de dogustan gelen ahlakimiz sinirlidir; yabancilara karsi dogal olarak mesafeli ve bagnazliga meyilliyiz. Paul Bloom, psikoloji, davranis ekonomisi, evrim biyolojisi ve felsefe alanlarindan bilgilere yer vererek bu sinirliligi nasil astigimizi arastiriyor. Bu amacla sempanzelerin, psikopatlarin ve akademisyenlerin ahlakini inceliyor ve cinsiyet, politika, din ve irk hakkinda zaman zaman kafa karistirici olabilen ahlaki duygularimizin derinine iniyor. Genlerin ve yetistigimiz cevrenin ahlak duygumuzun gelisimi üzerindeki etkilerini derinlemesine inceleyen Bebeklerin Ahlaki Yasami, hem bu alanda calisanlar hem de ebeveynler icin essiz bir kaynak.