Tüm deger ve gelisimlerin degistigi Yakin Cagi baslatan 1789 Devrimine sahne olan Paris, bu kez Yirmi birinci Yüzyilin teknolojik, ekolojik, sosyal, kültürel ve bireysel degisim sorunlari ile gelenekleri arasinda kalan insanlarin özgürce yasamak icin verdikleri savasima taniklik eder. Parisin Delileri, geleceklerini simdiki zaman-gecmis zaman; Fransa-Türkiye arasinda gecen yolculuklarda arayan bu insanlarin her türlü evrensel ve bireysel duygularini yansitir. Milyonlardan az, yüzlerden cok ve kalabaliktilar. Baslangica oranla daha da yigittiler. Cözümsüz sorunlarinin altinda ezilip kücülürken yalnizliklari icinde kaybolan insanlara yardim ettiler. Bunlardan iki tanesi kadindi. Tesadüf bu ya, meslekleri de kaderleri de isimleri de ayniydi Cesitli nedenlerle ayni ülkeden gelen sürgün ya da siginmaci iki erkekle birlestirdiler hayatlarini. Sevdiler, sevildiler. Her iki cift de kendince yasadi sürgün hayatini. Cocuk yapmaya, adam gibi yasamaya paralari da olmadi, zamanlari da. Erkeklere agir geldi sürgün hayati. Terk edip gittiler kadinlari. SSiz de gelirsiniz nasilsa, dert etmeyin, dediler. Hayata devam etti kadinlar. Yillar gecti, saclari beyazladi, renkleri soldu, zayifladilar, yine de calistilar. Biri bedenini Sinsanlik hizmeti S icin diyerek hekimlere birakti. Kisa bir süre sonra digeri de gitti. Külleri, istegi üzerine, sevdigi adamin mezarina serpildi. Geriye sadece bir iki resim ve biraz da ani kaldi. SIki deli Ikisi de gitti, dedi arkadaslarindan biri. SÜzülme biz buradayiz diye karsilik verdi bir digeri. SMutlulugun resmini yapabilir misin diye sordu sair ressama. SBana bir koyun ciz dedi Kücük Prens havaciya. SBana bir göcmen ciz dedi arastirmaci göc sorumlusuna. Insanin mutlulugu, koyunun sandigi ve göcmenin yazgisi ayni kagida cizilir mi diye soran olmadi.