Günümüzde Dünyayi saran sürü kültürü icinde insanlar insanliklarina yabancilastiklarini dahi duyamayacak kadar yabancilasmistir. Bu kitap tarih boyunca insan olmanin fenomenlerini panoramik olarak sergilemekte ve yeniden yaratilabilecek mantiksal bir zemin kurmaktadir. Kitap bir yandan felsefe dünyasina, felsefi antropolojinin akademik bir disiplin olarak üzerine oturacagi ana cerceveyi, okuma kaynaklariyla beraber sunarken, diger yandan da tarihe karsi kendi tarihini yaratacak, gelecegini kendisi olmanin mutlulugu üzerine kuracak öncü insanlara Arsimetci bir insan felsefesi vermektedir. Insan derken, burada geleneksel olarak alisildigi gibi, gizliden icine Batili-Akilli-Erkek kacmis, teorik bir ruhsal üründen söz edilmiyor. Bu insanin icinde bütün o silinmis, itilmis, asagilanmis, disi, deli, saf, kötü, cirkin bilesenleriyle de birlikte, kayip insani, yeryüzünde insan olarak insani ariyoruz. Bu kitap ile yapmaya calistigimiz sey de tam olarak insani tarihsel bir varlik olarak otantik, estetik eksenine geri tasimaktir.
