Iki ayri dil konusan, ayri dünyalarda yasayan, bazen birbirlerine kayitsiz kalan, ancak kimi
zaman da nefretle tutusan iki Varsova. Ve 1937 yilinda herkesin dilinde olan bir adam
Benim adim, Mojzez Bernsztajn, on yedi yasindayim ve ben bir insan degilim, ben hic
kimseyim, ben yokum, ben mevcut degilim; hic kimsenin siska, yoksul ogluyum ve babami
öldüren adama bakiyorum. Onun ringde durdugunu görüyorum, yakisikli ve güclü.
Ringin sol kösesinde duran boksörün adi Jakub Szapiro. Boyu bir seksenden daha fazla,
kesin. Sert, kaba yüz hatlari var, burnu uzun süre önceki bir kirilmanin izlerini tasiyor, ancak
doksan iki kiloluk, kaslari, güclü kemikleri, sert bir karni var.
Sag kösede, Andrzej Ziembinski bulunuyor. Bir an icin onun bir film yildizi gibi
göründügünü düsünmüs, ancak kisa süre sonra bunun baska bir sey oldugunu fark etmistim,
Alman sporcularin, Aryan tanrisal kahramanlarin zaman zaman dergilerde gördügüm
resimlerine ve cizimlerine benziyordu.
Seyircilerin arasinda ilk sirada kisa boylu sisman bir adam oturuyor. Neseli ve korkutucu bir
goy. O zaman Jakub Szapironun babami, onun emri üzerine öldürdügünü bilmiyordum.
Benim adim Mojzesz Inbar, altmis yedi yasindayim. Soyadimi degistirdim. Daktilonun
basindayim, yaziyorum.