Bir cenaze daveti. Gecmisin karanlik gölgeleri. Ve kacinilmaz bir yüzlesme Frank Marriot, eski dostu ve ezeli rakibi Dan Sandowun cenazesi icin apar topar Milanoya gelirken, siradan bir yolculuk yaptigini saniyordu. Ama Milano, sadece bir sehir degil, gecmiste gömülü kalmis acilarin, kirik iliskilerin ve pismanliklarin sahnelendigi bir arenaya dönüsür. Frank, Danin son arzusunu yerine getirmek icin geldigi bu sehirde, aslinda ruhunun en karanlik köselerine dogru bir yolculuga cikmistir. Ve bu yolculuk, sadece gecmisle hesaplasma degil; Frankin tüm hayatini yeniden sekillendiren sarsici bir aydinlanmanin da kapilarini aralayacaktir.
Tim Parks, son romani Hotel Milano ile okurlari modern bir tragedyanin icine cekiyor. Ic ice gecmis hayatlar, kacirilmis firsatlar ve cözülmeyen sirlarla dolu bu roman, okuru yalnizca Frankin degil, her birimizin hayatinin dönüm noktalarina sürüklüyor. Unutulmaz karakterleri ve sarsici anlatimiyla Hotel Milano, gecmisin asla tam anlamiyla geride kalmadigini ve her an geri dönmeye hazir oldugunu hatirlatiyor.
Parks, zarif ve ironik üslubuyla siradan olaylar üzerinden büyük felsefi meseleleri ele alirken bireyin toplumsal roller, kisisel iliskiler ve zamanla kurdugu bagi derinlemesine ve etkileyici bir sekilde irdeliyor. Hayatin yüzeyinde gezinen basit anlarin, aslinda büyük bir icsel devinim ve kacinilmaz bir degisim barindirdigini ustalikla gösteriyor.
Roza Hakmenin pürüzsüz cevirisiyle Türkcede hayat bulan Hotel Milano, bir hayat muhasebesi, dostluklarin