Bir canavara dönüstügüm icin neden özür dileyecektim ki Beni bu hale getirdigi icin hic kimse benden özür dilemedi.
Ölüm, dört kelimeydi. Söylemesi kolay, sahit olunmasi yikimdi. Bense hayatimda iki ölüm görmüstüm birisi kendi yarimin ölümü, digeri ise bana hayat veren kadinin ölümü. Cocuk olmadan ölümün kendisi olmustum. Benden alinanlari, hic acimadan ben de onlardan almistim. Gözlerimin icine bakan bircok kurban, orada gizlenen canavari görmüstü. Yasamak icin öldürmüstüm. Bir süre sonra ölüm, benim icin yalnizca dört kelimeden ibaret hale gelmisti. O masum kücük cocugu duymadim. Onu ardimda biraktigimda bana ne kadar seslense de ne kadar bagirip cagirsa da onu duymadim. Eger arkami dönüp o cocuga baksaydim su anda oldugum kisi olamazdim. Bedenim Kara Semtin bir cikmazinda bir cöplükte olurdu. Eger zayifsan bu dünyada her zaman kaybederdin. Bunu yüzüme derin bir cizik atilirken aci bir sekilde ögrenmistim. Kimse ne yasina ya da ne kadar kücük olduguna bakmazdi. Sen, onlar icin sadece keyif veren bir oyuncaktin. Yanagimdaki iz, aslinda o gün bana hayatimin en büyük dersini vermisti Derinden yaralanmis ruhlar kendilerini asla unutmazlar ve olduklarindan baska bir seye dönüsmezlerdi. Sadece onlara yapilanlarin intikamini almak icin beklerlerdi.
Zaman her seyin ilaci degildi.
Aksine intikam icin aslinda kuytuda gizlenen bir canavardi. O canavar da yillardir benim gözlerimin icinde bekliyordu.
Ben Falcata Gözlerinde canavari saklayan adam