Tarih alaninda yazdigimiz Türklerin Gercek Tarihi adli kitabimin ardili niteliginde olan bu kitap, yalnizca Avrasya Turan halklarinin kisa bir tarihini ele aliyor. Bu tarih, bildigimizden oldukca degisik bir tarihtir. Cünkü, resm tarihin elestirisi üzerine kuruludur. Bunun ilk adimini bir önceki kitabimda atmistim. Bu kitapta yapilan, bir önceki kitapta ortaya koydugum tezlerin daha ayrintili ve daha genis kapsamli bir aciklamasidir. Ayrica Türklerin Gercek Tarihinde ele almadigim bir cok konuyu, bu arada Germenlerin ve Slavlarin gercek kökenini bu kitapta ayrintilariyla inceledim. Bunun disinda gercek Cin tarihini de daha ayrintili olarak ele aldim. Kisacasi, bir önceki kitap bir tarih tezi niteligindeydi, bu kitap ise o tezlere dayanan bir tarih kitabidir. Tabii benim tarihci degil de iktisat tarihcisi ve dilbilimci oldugum dikkat alinirsa, kullandigim yöntem bir önceki kitabimdaki gibi, tarihcilerinkine benzemeyen farkli bir yöntemdir.

Tüm amacim, bugüne dek bize tarih diye dayatilan, emperyalist ülkelerin cikarlari dogrultusunda yazilmis olan resm tarihin üzerindeki perdeyi kaldirmaktir. Bu resm tarihin en büyük hedefi Türklerdir. Hatta tek hedefi Türklerdir. Bu yalan tarih, Türkleri asagilayan ve Türklerin tarihini karartan bir tarihtir. Ancak en ilginc olani da, bir kac istisna disinda, bugüne dek bizim kendi tarihcilerimizin buna karsi cikmamasidir. Karsi cikmak ve anti tez ortaya koymak icin öncelikle sorgulamayi ve elestirmeyi bilmek gerekir. Bu yapilmazsa, dayatilan tarih kabul edilir ve cizilmis olan alanda bir cehalet mutlulugu icerisinde tarihcilik yapilir. Tabii artik onun adi ne kadar tarihcilik olursa.