Gercegin anlasilmasini engelleyen unsurlari belirleyip ortadan kaldirma gibi bir görevi üstlenen tarih biliminin inceleme ve arastirmacisi olan tarihci, gecmis dönemlerdeki topluluklarin cesitli durumlarini cok iyi arastirip bu bilgiye dayanarak karar vermesi gereken bir öznedir. Burada tarihcinin verdigi bilgi dolayli da olsa bu bilgi sonuc olarak ortaya cikan nedenlerin incelenmesini, nedenlerin kalici bir düzeni olup olmadiginin arastirilmasini gerektirir.
Tarih düsüncesi icinde elestirel bakis acisi ve bilgilerin gercekligine iliskin görüsler tarih felsefesi adiyla Avrupa kültürü acisindan 1700lü yillarda ortaya cikmistir. Ikili bir anlam icerigine sahip tarih felsefesi birinci olarak yasanmis gecisin tümü seklinde, ikinci olarak da gecmisi konu edinen bilime isaret eder. Orta Cag baslarinda Augustinusun, Orta Cag sonlarina dogru ise Ibn Haldunun tarih ile ilgili gerceklestirdigi cikislar tarih felsefesinin ilk isaretleri olarak kabul edilir.
Farkli bilim dallari özellikle iktisadi ve idari bilimler alanlari ile tarih iliskisinin yaninda tarih felsefesinden muhasebe, muhasebe tarihi ve muhasebe felsefesine dogru bir yol acma amaciyla Tarih ve Muhasebe adiyla kaleme alinan bu kitapta, bu amaci gerceklestirmek icin konular, sunus ve sonuc disinda;
Sosyal Bilimler ve Tarih,
Tarih Anlayisi ve Tarih Felsefesi,
Aydinlanma Döneminden Bugüne Tarih Felsefesi,
Muhasebe Felsefesi,
Bilimler Arasi Geciskenlikler
bölüm basliklari altinda ele alinmistir.